Yapay Zeka Sanatından Beyazperdeye: “Gerçek Ötesi”
Son yıllarda yapay zeka teknolojilerinin sanat ve medya alanındaki etkileri giderek derinleşiyor. Bu alanda çığır açan projelerden biri de sanatçı Alkan Avcıoğlu’nun yönettiği Gerçek Ötesi adlı belgesel film. Tamamı yapay zeka ile hazırlanan bu çarpıcı yapım, 2025 yılında sinema salonlarında gösterime girecek. Özellikle arthouse türünde filmleriyle bilinen Başka Sinema’nın dağıtımını üstlendiği film, teknolojinin sanatsal yaratıcılıkta ulaştığı son noktayı temsil ediyor.
“Gerçek Dünya Hakkında Sahte Bir Film”
Gerçek Ötesi, alışılmış belgesel formatlarını ters yüz eden anlatımıyla dikkat çekiyor. “Gerçek dünya hakkında sahte bir film” sloganıyla yola çıkan film, enformasyon çağında hakikatin nasıl değersizleştiğini sorguluyor. Film, çağımızda gerçeğin bizzat kendisinden çok, onun taklitlerinin ve algı yönetiminin gündemi belirlediğini vurguluyor.
Bu anlamda film sadece bir teknik başarı değil, aynı zamanda felsefi ve sosyolojik bir sorgulama niteliği de taşıyor. Alkan Avcıoğlu’nun yönettiği proje, sadece teknolojinin değil, çağımızın ruh halinin de görsel bir temsili.

Gerçek Ötesi, Uluslararası Basında Geniş Yer Buldu
Türkiye’de sinemalarda gösterime girecek ilk uzun metrajlı yapay zeka filmi olma özelliği taşıyan Gerçek Ötesi, uluslararası platformlarda da ilgiyle karşılandı. Amerika’nın önde gelen sinema mecralarından Deadline, filme geniş yer ayırdı. Bu gelişme, Türkiye kaynaklı bir yapımın küresel medyada yankı bulmasının yanı sıra, yapay zeka tabanlı prodüksiyonların uluslararası sinema arenasında nasıl bir yer edinmeye başladığını da gösteriyor.
Yapımcılığını ve yönetmenliğini üstlenen Alkan Avcıoğlu, filmde yer alan tüm görüntüleri, senaryoyu ve görsel efektleri yapay zeka destekli araçlarla oluşturdu. Bu, yalnızca teknik olarak değil; aynı zamanda içerik anlamında da sanatçı-yapay zeka iş birliğinin sınırlarını zorlayan bir deney.
Türkiye Sineması İçin Bir Dönüm Noktası
Gerçek Ötesi, Türkiye sineması adına bir ilk olmasının yanı sıra, ilerleyen dönemlerde yapay zeka ile üretilmiş filmlerin çoğalacağının habercisi olabilir. Başka Sinema’nın bu tür bir projeyi desteklemesi, bağımsız film dağıtımcılarının da dijital dönüşüme ne denli açık olduğunu gösteriyor.
Film, yalnızca sanatsal yönüyle değil; aynı zamanda teknoloji ile kültürün kesiştiği yeni bir ifade biçimi olarak da değerlendiriliyor. Giderek daha fazla üretici ve izleyici, bu tür içeriklere ilgi göstermeye başlarken, sinema salonlarında yapay zekâ destekli filmlerle karşılaşmak artık hayal olmaktan çıkıyor.