Avustralya’daki Australian Radio Network (ARN), teknolojinin sınırlarını zorlayan ilginç bir projeye imza attı. ARN, dinleyicilerine tam altı ay boyunca bir yapay zekâ sunucuyu “gerçekmiş” gibi sundu. Bu proje kapsamında kullanılan ses, dinleyenlerin büyük çoğunluğu tarafından insan sesi olarak algılandı ve sorgusuzca kabul edildi.
Yapay zekâ ile geliştirilen sunucu, hafta içi her gün 4 saat boyunca “Workdays with Thy” isimli programı sundu. Ancak, dinleyicilerin merakı, sessizliğin perdesini araladı. CADA istasyonu tarafından geliştirilen bu yapay sesin ardındaki gerçek, sonunda ifşa oldu.
‘Thy’ Gerçek Değildi: Sesi Klonlandı!

ARN, Thy adını verdiği bu yapay sunucuyu, bir ses klonlama teknolojisiyle oluşturdu. Dinleyicilerin altı ay boyunca sahici bulduğu bu sesin arkasında ise gerçek bir kişi yoktu. Radyo tanıtımlarında da sunucunun gerçekliği konusunda hiçbir açıklama yapılmadı. Bu durum, daha sonra olayın patlak vermesinde etkili oldu.
Blogger Stephanie Coombes Gerçeği Araştırdı
Avustralyalı yazar ve blog yazarı Stephanie Coombes, programı dinledikten sonra bazı şüpheler edindi. Blog yazısında şu ifadelere yer verdi: “Thy’nin soyadı nedir? Kimdir? Nereden geldi?” Bu sorgulamalarla birlikte yaptığı araştırma sonucunda, Thy hakkında hiçbir biyografi, sosyal medya varlığı ya da kamuya açık bir bilgiye ulaşamadığını belirtti.
Coombes, yalnızca bir görsele ulaşabildiğini; ancak bunun da son derece yapay göründüğünü ifade etti. Bu bilgilerle birlikte sosyal medya ve blog dünyasında konu gündem haline geldi.
ARN Sessizliğini Bozdu: Yapay Zeka Olduğu Kabul Edildi
Kamuoyundaki baskılar sonucunda ARN yetkilisi Fayed Tohme, gerçeği açıkladı. Tohme, Thy’nin tamamen yapay zekâ ile üretildiğini doğruladı. Hatta bu sanal sunucunun zamanla gerçek hayranlar edindiğini belirtti.

Tohme, “Yapay sunucumuz gerçek gibi duyuluyor ve bu, teknolojinin geldiği noktayı yansıtıyor,” dedi. Bu açıklama, teknoloji meraklıları kadar etik tartışmaların da fitilini ateşledi.
Medyada Yeni Bir Dönem mi Başlıyor?
Yapay zekâ sunucular, radyo ve medya dünyasında maliyetleri düşürme ve zaman yönetimi gibi avantajlar sunsa da, şeffaflık konusundaki sorunları da beraberinde getiriyor. Dinleyiciye yapay bir sunucu sunulurken bilgilendirme yapılmaması, etik açıdan ciddi şekilde eleştiriliyor.
Uzmanlara göre bu tür projeler, yapay zekânın medya sektörüne entegrasyonu için önemli bir adım. Ancak dinleyiciyle kurulan güven ilişkisinin zedelenmemesi adına şeffaflık, bu süreçte kilit rol oynuyor.