Yapay zekâ dünyası, her geçen gün hızla ilerliyor. Çinli yapay zekâ girişimi DeepSeek, bu alandaki en iddialı yeniliklerinden birini tanıtarak önemli bir adım atıyor. Şirket, yeni geliştirdiği yapay zeka sistemi ile büyük dil modelleri (LLM) yerine, birden fazla değerlendirme sürecini aynı anda çalıştırarak daha etkili sonuçlar elde ediyor. Bu sayede DeepSeek, rakiplerine kıyasla daha hızlı ve doğru yanıtlar sunmayı başarıyor.
DeepSeek’in Yeni Teknolojisi: SPCT Yöntemi ile Yapay Zeka Kendi Kendini Geliştiriyor

DeepSeek, büyük dil modellerinin hızla gelişen potansiyelini keşfederken, yapay zekâ modellerinin kendi kendini geliştirmesi için devrim niteliğinde bir teknik tanıttı. Self-principled critique tuning (SPCT) adı verilen bu yöntem, yapay zekâların içeriklerini değerlendirmek için kendi kurallarını oluşturmalarını sağlıyor. DeepSeek, bu yaklaşım sayesinde modelin, yanıtları daha doğru ve hızlı şekilde verebilmesini hedefliyor.
Birçok yapay zeka araştırmacısı, genellikle çok daha büyük modeller eğiterek bu tür sistemleri geliştiriyor. Ancak DeepSeek, farklı bir yöntem izliyor. Şirket, yapay zekâya entegre bir “yargıç” sistemi ekliyor. Bu sistem, yapay zekâ tarafından verilen yanıtları, hem modelin kendi kurallarıyla hem de ideal cevap beklentileriyle karşılaştırarak değerlendiriyor. Böylece her yanıt, kesinlik ve doğruluk açısından test ediliyor.
Yapay Zeka İçin Yeni Bir Devrim: DeepSeek-GRM

DeepSeek’in geliştirdiği DeepSeek-GRM sistemi, bu yenilikçi yaklaşımın adını taşıyor. Generative reward modeling (GRM) adı verilen bu sistem, yapay zekâların ürettiği içerikleri değerlendiriyor ve kullanıcıların beklentilerine ne kadar uyum sağladığını SPCT yöntemi ile kontrol ediyor. Bu sayede yapay zekâ, kendini sürekli olarak geliştirme fırsatı buluyor. DeepSeek, bu sistemin, rakip yapay zekâ modelleri olan Google Gemini, Meta Llama ve OpenAI GPT-4o gibi platformlardan çok daha etkili olduğunu öne sürüyor.
Daha Düşük Maliyet, Yüksek Performans: DeepSeek’in Farkı
DeepSeek’in geliştirdiği yapay zeka modeli, özellikle düşük maliyetli olma özelliğiyle dikkat çekiyor. Şirket, Ocak ayında piyasaya sürülen R1 adlı modelinin, OpenAI’nin ChatGPT‘sine benzer başarıyı elde ettiğini, ancak çok daha düşük maliyetle çalıştığını iddia ediyor. DeepSeek’in bu yeni yaklaşımı, büyük hesaplama gücü gerektiren geleneksel yöntemlerin aksine, daha az kaynakla daha verimli sonuçlar elde etmeyi mümkün kılıyor.
DeepSeek’in Geleceği: Açık Kaynak ve R2 Modeli
DeepSeek, bu yeni nesil yapay zekâ modellerini açık kaynaklı olarak sunmayı planlıyor. Ancak kesin bir tarih verilmiş değil. Şirketin bilimsel makalesinin yayımlanmasının ardından, DeepSeek’in yeni nesil sohbet robotu R2’nin tanıtılacağına dair söylentiler artmış durumda. Ancak şu ana kadar şirketten bu konuda resmi bir açıklama yapılmış değil. Eğer R2 modeli tanıtılırsa, bu yapay zeka dünyası için bir başka devrim niteliği taşıyabilir.
Sonuç: DeepSeek, Yapay Zeka Alanında Yeni Bir Dönem Başlatıyor
DeepSeek, kendi kendini geliştiren yapay zeka modeliyle, bu alandaki yenilikçi adımlar atmaya devam ediyor. SPCT ve GRM gibi ileri düzey yöntemler, yapay zekanın gelişimine ivme kazandırırken, şirketin hedeflediği daha düşük maliyetli ve verimli sistemler, piyasada önemli bir boşluğu doldurabilir. Gelecekte DeepSeek, yapay zeka sektöründe lider konumda olabilir.