Avrupa Birliği’nin yapay zeka sistemleri için hazırladığı gönüllü kurallar, teknoloji dünyasında yeni bir tartışmanın fitilini ateşledi. Dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Meta, Avrupa Komisyonu’nun yayımladığı bu düzenlemelere imza atmayacağını duyurdu. Bu karar, yalnızca Avrupa ile Meta arasında değil, aynı zamanda küresel yapay zeka sektöründe de ciddi yankı uyandırdı.
Kurallar Ne Getiriyordu?
Avrupa Komisyonu’nun önerdiği kurallar, gelişmiş yapay zeka sistemleri için veri şeffaflığı, telif hakkına saygı, içerik işaretleme ve güvenlik önlemleri gibi başlıkları kapsıyor. Özellikle sohbet botları ve üretici yapay zekâlar gibi sistemlerin kontrol altına alınması hedefleniyor. Bu kuralların amacı; yapay zekanın etik, şeffaf ve insan odaklı gelişmesini sağlamak.
Şu an için gönüllü olan bu düzenlemelerin, 2 Ağustos 2025 itibarıyla bağlayıcı hale geleceği öngörülüyor. Ancak bu tarih yaklaştıkça, teknoloji devlerinin pozisyonları da önem kazanıyor.

Meta Neden İmzalamadı?
Meta’nın küresel ilişkiler başkanı Joel Kaplan, yaptığı açıklamada kuralların “hukuki açıdan belirsiz” olduğunu ifade etti. Ayrıca bu düzenlemelerin, henüz yürürlüğe girmemiş olan Avrupa Birliği Yapay Zeka Yasası‘nın bile ötesine geçerek geliştiricilere ilave yük getirdiğini vurguladı.
Kaplan’a göre, bu kurallar Avrupa’daki inovasyonu yavaşlatabilir ve küçük ölçekli yapay zeka girişimlerinin büyümesini engelleyebilir. Meta, bu sebeple söz konusu kurallara imza atmayarak kendi pozisyonunu net bir şekilde ortaya koydu.
Avrupa Birliği Geri Adım Atmıyor
Her ne kadar Meta gibi büyük bir şirket bu kuralları reddetse de, Avrupa Birliği geri adım atmayı düşünmüyor. Birliğin hedefi, Avrupa’da geliştirilen tüm yapay zeka sistemlerinin etik ve şeffaf sınırlar içinde faaliyet göstermesini sağlamak. Yetkililer, bu kuralların ilerleyen süreçte tüm yapay zeka geliştiricileri için bağlayıcı olacağının altını çiziyor.
Bu Karar Ne Anlama Geliyor?
Meta’nın bu hamlesi, Avrupa ile ABD merkezli teknoloji şirketleri arasında yeni bir gerilim alanı yaratabilir. Öyle ki bu durum, yalnızca kuralların uygulanmasıyla sınırlı kalmayabilir; aynı zamanda dijital egemenlik, veri güvenliği ve inovasyon politikaları açısından da yeni kırılma noktalarının işareti olabilir.

Öte yandan, AB ile Meta arasında yaşanabilecek bu fikir ayrılıkları, diğer teknoloji devlerini de etkileme potansiyeline sahip. Google, Microsoft, Amazon gibi şirketlerin bu kurallar karşısında nasıl bir tavır alacağı ise merak konusu.
Küresel Yapay Zeka Gelişimi Nasıl Etkilenecek?
Gelişen yapay zeka teknolojileri tüm dünyada regülasyon ihtiyacını artırıyor. Ancak bu regülasyonların nasıl şekilleneceği ve hangi ülkelerin belirleyici olacağı henüz net değil. Avrupa Birliği’nin öncülüğünü yaptığı bu kurallar, belki de yapay zekanın geleceğini belirleyecek küresel standartların temelini oluşturabilir.
Meta’nın karşı duruşu ise, bu geleceğin nasıl şekilleneceği konusunda ne kadar çok aktörün söz sahibi olduğunu bir kez daha gösteriyor.