Yapay zekâ artık yalnızca teknolojik bir kavram değil, yaşamın merkezine yerleşmiş devrimsel bir güç. NVIDIA CEO’su Jensen Huang, Computex 2025 sahnesinde gerçekleştirdiği konuşmayla, bu teknolojinin evrimine dair çarpıcı bir vizyon sundu. Artık sıradan bir dönüşümden değil, geri döndürülemez bir kırılma anından bahsediyoruz. Huang’ın ifadesiyle, yapay zekâ artık sadece bir araç değil; düşünme, karar verme ve harekete geçme kapasitesine sahip dijital bir zekâ haline geldi.
İlk Adım: Algılama ve Tanıma Çağı
Huang’ın sunumunda yer verdiği ilk durak, Perceptual AI olarak adlandırılan dönemdi. Bu evre, makinelerin çevreyi tanıma becerileriyle şekillenmişti.
Bu sistemler:
- Konuşma tanıma
- Görüntü işleme
- Yüz tanıma
- Doğal dil işleme
gibi alanlarda kullanıldı. Ancak bu dönemde yapay zekâ yalnızca anlamaya odaklıydı, yani henüz yaratıcı değildi. Sistemler algılayabiliyor ama bir şey üretemiyordu.
Üretim Çağı: Veriden İçerik Üreten AI
Son beş yılda, Üretken Yapay Zekâ (Generative AI) devreye girdi. Huang’ın aktardığına göre, AI artık sadece anlamıyor, aynı zamanda üretiyor. Metni görsele çevirebiliyor, görüntüden yazı oluşturabiliyor, hatta sesli verileri video senaryolarına dönüştürebiliyor.

Bu devrim sayesinde:
- ChatGPT ile içerik üretimi
- Midjourney ile görsel tasarımı
- DALL·E ile sanatsal ifadeler
- Stable Diffusion ile yaratıcı projeler
yaygınlaşmış durumda. Huang, bu süreci “evrensel çevirici” olarak tanımlıyor. Çünkü artık yapay zekâ, her veri türünü birbirine çevirebiliyor.
Zincirleme Düşünce: Gerçek Zekâ Doğuyor
Üretkenlik sadece başlangıçtı. Artık yapay zekâ akıl yürütüyor. Huang’ın öne çıkardığı iki önemli kavram:
- Chain-of-Thought: AI, adım adım düşünerek karar veriyor.
- Tree-of-Thought: AI, alternatif yolları aynı anda değerlendiriyor.
Bu yapı, sistemlerin artık sadece öğrenilmiş verileri değil, daha önce hiç karşılaşmadıkları durumları da analiz edebileceği anlamına geliyor.
Yeni Zekâ Modeli: Agentic AI
En dikkat çekici başlıklardan biri ise Agentic AI oldu. Huang bu sistemleri, hedefe yönelik kararlar alabilen ve kendi başına harekete geçebilen “dijital robotlar” olarak tanımlıyor.
Agentic AI’ın temel işleyişi:
- Hedefi anlar
- Görevi parçalara ayırır
- Uygun araçları seçer
- Diğer AI’lardan destek alır
- Süreci tamamlar
- Sonucu değerlendirir

Bu yapı, yalnızca dijital asistanları değil, aynı zamanda geleceğin otonom sistemlerini de tanımlar hale geliyor.
Gerçek Dünya ile Etkileşim: Fiziksel AI
COMPUTEX 2025’te dikkat çeken bir diğer başlık ise Fiziksel AI oldu. Bu yeni AI modeli, fizik kurallarını anlamaya dayalı olarak çalışıyor.
Sistemin anladığı temel unsurlar:
- Kütle, sürtünme, denge
- Nesne kalıcılığı
- Alternatif hareket yolları
Bu gelişmeler sayesinde, robotlar yalnızca hareket etmekle kalmıyor, çevrelerini insana benzer şekilde algılayabiliyorlar. Özellikle otonom araçlar ve robotik kollar için bu teknoloji büyük bir devrim niteliğinde.
Kuantum ve GPU’nun Gücü: CUDAQ
Huang, yapay zekâyı bir üst seviyeye taşıyan CUDAQ platformunu tanıttı. Bu sistem, kuantum işlemcilerle (QPU) çalışırken, GPU’ları destekleyici olarak kullanıyor. Böylece çok daha doğru, hızlı ve ölçeklenebilir AI performansı sağlanıyor.

CUDAQ’ın sunduğu avantajlar:
- Hızlı çözümleme
- Karmaşık verilerin işlenmesi
- Geçiş sürecinde verimlilik
Bu sistem sayesinde, henüz olgunlaşmamış kuantum bilgisayarlar bile yapay zekâ süreçlerinde kullanılabilir hâle geliyor.
Yeni Donanım Gücü: Grace Blackwell
Huang’ın son bombası, yalnızca AI için geliştirilmiş Grace Blackwell süper bilgisayarıydı. Bu sistem, yapay zekâ süreçlerinin gerçek zamanlı ve yüksek performansla işlemesini mümkün kılıyor.
Grace Blackwell’in sundukları:
- Inference Time Scaling: Düşünce hızlandırma
- Scale-up & Scale-out: Dev ölçekli sistem yönetimi
- Gerçek zamanlı tepkiler ve üretim
Bu sistem, üretken yapay zekânın artık sahada, endüstride ve insanla birlikte çalışmasını sağlıyor.