SDN Tech Expo 2025 kapsamında gerçekleştirilen panelde, insan zekâsı ile yapay zekâ arasındaki çok katmanlı etkileşim dikkat çekici boyutlarıyla ele alındı. “Biz Düşünmeden Düşünenler: İnsan ve Yapay Zekâ Nerede Buluşur?” başlıklı oturumda, insan ile teknolojinin ortak geleceği masaya yatırıldı.
Moderatörlüğünü dijital içerik üreticisi Ozan Sihay’ın üstlendiği bu çarpıcı oturumda, YÖM Okulları Global Başkan Yardımcısı Turgay Polat ile Yapay Zekâ Politikaları Derneği Başkanı Zafer Küçükşabanoğlu, bilgi çağında insan ve makine arasındaki simbiyotik ilişkiyi yorumladı.
Yapay Zekâ Artık Sadece Bir Araç Değil
Panelin ana mesajı oldukça netti: Yapay zekâ, artık sadece komutlara dayalı bir yazılım değil, öğrenen, öğreten ve hatta karar alabilen bir “ortak” haline geldi. Bu dönüşüm, özellikle eğitim sistemlerinde çarpıcı etkiler yaratıyor. Öğrencilerin bilgiye ulaşma yöntemleri değişirken, öğretmenlerin rolü giderek daha çok rehberliğe kayıyor.
Konuşmacılar, eğitimdeki bu yapısal değişimin, sadece veriye değil, değere dayalı bir öğrenme sistemine kapı araladığını vurguladı. İçerik üretiminin giderek yapay zekâ destekli hale geldiğine dikkat çekildi.
Etik Sınırlar Belirlenmeli
Teknolojinin gelişmesi beraberinde bazı hassas soruları da getiriyor. Panelde öne çıkan bir diğer konu, etik sınırların belirlenmesi oldu. Yapay zekânın karar verme süreçlerinde yer alması, toplumun değer yargılarını doğrudan etkileyebilir. Bu yüzden, teknolojinin sınırlarını insan odaklı bir anlayışla çizmek kritik önem taşıyor.
Zafer Küçükşabanoğlu, bu noktada “Yapay zekâ artık sadece bir yardımcı değil; düşünsel ve işlevsel bir ortak,” diyerek, teknolojinin gelecekteki konumuna dikkat çekti.
İnsan ve Yapay Zekâ El Ele: Gelecek Vizyonda
Panelde çizilen vizyon oldukça umut vericiydi. İnsan zekâsının yaratıcı gücü, yapay zekâ ile desteklendiğinde; yalnızca eğitim değil, yönetim sistemleri de yeniden şekillenecek. Bu dönüşümün sağlıklı ilerleyebilmesi için bilinçli ve sorumlu bir teknoloji kullanımı kaçınılmaz hale geliyor.
Turgay Polat’ın da altını çizdiği gibi, insan ile yapay zekâ arasında bir “tamamlayıcılık ilişkisi” kurulmalı. Bu sayede sadece bilginin değil, anlamın da üretildiği bir dijital gelecek mümkün hale gelecek.