Son yıllarda, yapay zekanın gelişmesiyle birlikte teknoloji dünyasında birçok devrim yaşandı. Özellikle sesli dublaj ve ses taklidi gibi teknolojiler, sinema ve müzik dünyasında olduğu kadar günlük yaşamda da büyük değişimlere yol açıyor. Artık birkaç saniyelik ses kaydından bir kişinin ses tonunu, duygusunu ve vurgu biçimini neredeyse birebir kopyalamak mümkün. Ancak bu gelişmeler beraberinde birçok etik, hukuki ve güvenlik sorunu da getiriyor.
Hollywood, yapay zeka destekli ses taklitlerine dair endişelerini dile getirirken, ünlüler de kendi seslerinin izinsiz kullanımı nedeniyle yasal mücadele başlatmış durumda. Scarlett Johansson, bir yapay zeka platformunda izinsiz şekilde sesinin kullanılması nedeniyle hukuki süreç başlatmışken, Tom Hanks ve Robin Williams gibi ünlülerin sesleri de benzer şekilde AI projelerine dahil edilmişti. Müzik endüstrisi de bu gelişmelerden etkilenmiş durumda ve yapay zekayla üretilen şarkılar telif hakları tartışmalarını alevlendiriyor.
Yapay Zeka ile Ses Taklidi: Artan Dolandırıcılıklar
Yapay zeka teknolojisinin sunduğu fırsatlar ve yarattığı riskler arasında en dikkat çekenlerden biri, sesli dolandırıcılık vakalarındaki artış. Son iki yıl içinde, yapay zeka destekli sesli dolandırıcılık vakaları dünya genelinde yüzde 300 oranında bir artış gösterdi. Dolandırıcılar, bir kişinin sesini taklit ederek sahte röportajlar, kimlik avı girişimleri ve hatta dolandırıcılık amacıyla para talep etme gibi suçlar işliyor. Bu, sadece finansal zararları değil, aynı zamanda insanların güvenini ve itibarını da zedeliyor.
Dolandırıcılıkta yaşanan hızlı yükseliş, ülkelerin alarm durumuna geçmesine sebep oldu. Birçok ülkede, bu tür suçların önlenmesi için yeni düzenlemelere ihtiyaç duyuluyor. Yasal çerçeveler henüz bu gelişmeleri yeterince kapsamayacak şekilde eksik kalırken, özellikle internet üzerinden yayılan sesli ve görüntülü içeriklere karşı temkinli yaklaşmak büyük önem taşıyor.
Hukuk ve Yapay Zeka: Yeni Bir Çatışma Alanı
Yapay zeka ve teknoloji ilerledikçe, kişisel verilerin korunması ve telif hakları gibi hukuk alanlarında da önemli boşluklar oluşuyor. Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK), izinsiz ses kaydı durumunda devreye giriyor. Bir kişinin sesinin izinsiz kullanılması, biyometrik veri sınıfına girerek hukuki yaptırımlar doğurabiliyor. Ancak sesin ticari amaçla kullanılması durumunda, Fikri Mülkiyet Hukuku devreye giriyor.
Özellikle ünlülerin seslerinin izinsiz kullanılması, hukuki süreçleri de beraberinde getiriyor. Ünlülerin seslerinin, özellikle müzik endüstrisinde veya medya platformlarında ticari amaçla kullanılması, telif hakkı ihlali anlamına gelebilir. Scarlett Johansson’un sesinin ChatGPT gibi platformlarda kullanılması, bu konuda önemli bir örnek teşkil ediyor.
Deepfake ve Hibrit Eserler: Yeni Hukuki Kavramlar
Günümüzde teknolojinin sunduğu imkânlarla, deepfake gibi manipülasyonlar daha kolay hale gelmiştir. Deepfake, derin öğrenme (deep learning) teknolojisiyle orijinal verilerin manipüle edilerek gerçekmiş gibi sunulması anlamına gelir. Bu tür sahte içeriklerin tespiti ise her geçen gün daha zor hale geliyor. Ses ve görüntü manipülasyonlarının fark edilmesi için geliştirilen özel yazılımlar olsa da, hâlâ yüzde yüz kesin bir tespit yöntemi bulunmamaktadır.
Nazlı Turhan, bu konuda hukuki düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor. Mevcut yasaların, yalnızca insan eliyle üretilen eserleri değil, yapay zeka destekli eserleri de koruyacak şekilde hibrit bir modele geçilmesi gerektiğini belirtiyor. Hibrit eser kavramı, insan ile makine öğrenmesi teknolojilerinin bir arada çalışarak ürettiği eserleri kapsar ve bu tür eserler de hukukun koruma alanına girmelidir.
Sesli Dublajın Geleceği: Etik ve Hukuki Çerçeveler
Yapay zeka destekli sesli dublaj ve ses taklit teknolojileri, hayatımızın bir parçası haline geliyor. Ancak bu teknolojilerin sunduğu avantajlar, etik ve hukuki çerçevelerle desteklenmezse, büyük tehlikelere yol açabilir. Sesli dublaj çağında, kişisel verilerin korunması ve telif hakları gibi konular giderek daha önemli hale geliyor. Bununla birlikte, sesin izinsiz kullanımı ve yapay zeka ile yapılan dolandırıcılık gibi risklere karşı yasal düzenlemeler geliştirilmesi kritik bir ihtiyaç.
Yapay zekanın sunduğu bu yeni teknolojilerin hukuki boyutları, hem sanat dünyası hem de teknoloji dünyası için gelecekte büyük bir tartışma konusu olmaya devam edecek. Sanatçılar ve hukukçular, bu yeni dönemin getirdiği sorunlara çözüm aramaya devam ediyor.